M.NİHAT MALKOÇ
Geçenlerde(08 Nisan 2009 Çarşamba) Trabzon Lisesi Mehmet Ali Yılmaz Konferans Salonu’nda güzel bir panel yapıldı.“Doğu Karadeniz ve Kafkaslarda Türk Dili ve Kültürünün Etkileri” adlı panele kıymetli üç bilim adamı katıldı. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, Uşak Fen- Edebiyat Fakültesi kurucu dekanı Gürer Gülsevin ve Türkolog Mustafa Öner adlı bu üç değerli Türkçe sevdalısı haziruna kıymetli bilgiler verdiler.
Trabzon Valiliği’nin katkılarıyla düzenlenen panele ilgi bir hayli büyüktü. Söz konusu panele Trabzon Valisi Nuri Okutan, Trabzon Milli Eğitim Müdürü Selim Yavuz Sandıkçı, Cumhuriyet Başsavcısı Rıza Can, vali yardımcıları, Trabzon Lisesi Müdürü Ömer Eyüboğlu, Trabzon’daki okulların ilgili öğretmenleri ve öğrencilerinin yanı sıra birçok davetli de katıldı.
“Doğu Karadeniz ve Kafkaslarda Türk Dili ve Kültürünün Etkileri” adlı panelin yöneticisi de olan Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın panelde ilk konuşan kişi oldu. Daha doğrusu sunu üzerinden giderek ilgili konuda açıklamalar yaptı. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın konuyla ilgili özetle şunları söyledi:
“Ülke olarak okuryazar oranımız yükseldi ama ne yazık ki kitap okuma oranımız giderek daha da azaldı. Bu çerçevede Sayın Valimiz Nuri Okutan’ın Trabzon’da başlattığı ve başarıyla devam ettirdiği “Trabzon Okuyor” kampanyasını çok anlamlı ve yerinde bir hareket olarak görüyorum. Okumak bir ihtiyaç olarak görüldüğünde mevcut meselelerin çoğu kendiliğinden çözülecektir. Bunun yanında bir başka sorun daha var ülkemizde; o da yabancı dille eğitim anlayışıdır. Yabancı dille eğitim Türkçeye çok zarar veriyor. Öte yandan işyeri adlarının yabancı kelimelerden seçilmesi ayrı bir sıkıntı olarak karşımıza çıkıyor.
Buradan asıl konumuza geçersek öncelikle şunu söyleyebiliriz. Kafkasya’nın Batıya açılan kapısı Anadolu’dur. Birbirine çok yakın bu coğrafyaların kültürleri ve dilleri birbirlerini etkilemişlerdir. Mesela Türkçe olan ‘yoğurt ‘ kelimesi dünyanın pek çok diline geçmiştir. Türk dili ve kültürü Kafkas halklarının dillerini ve kültürlerini ciddi olarak etkilemiştir. Bir sözcük bir dile girerse o sözcük o dilden kolay çıkarılamaz. Mesela bugün Ermenicede pek çok Türkçe kelime gibi ‘düdük’ sözcüğü de yaygın olarak yaşamaktadır.
Bugüne kadar Türkçenin başka dillerden aldığı kelimelere değindik hep.... Türkçenin başka dilleri ve kültürleri etkileme gücünden söz etmedik. Sırpçada yedi binden fazla Türkçe kelime var bugün… ‘yatak’, ‘yorgan’ Sırpçada hâlâ kullanılan Türkçe kelimelerdir. Sırplar bunları dillerinden attıklarında yataksız ve yorgansız kalırlar. Öte yandan Türkiye’deki âşıklık geleneği Ermeni ve Gürcü kültürlerini de etkilemiştir. Keza ‘âşık’ kelimesi Ermenicede biraz değiştirilerek ‘asug’ olarak kullanılmaktadır. Türkçeden dünya dillerine 11 bini aşkın kelime geçmiştir. Türkçede 27 Ermenice sözcük olmasına karşılık Ermenicede üç binin üzerinde Türkçe kelime vardır. Hep Farsçadan Türkçeye giren kelimelerden yakınırız; fakat Farsçadan Türkçeye 1500 kelime geçtiği halde Türkçeden Farsçaya 2500 kelime geçtiğini bilmeyiz. Türkçeden Gürcüceye ‘tolma, kaurma, haşlama, açma’ gibi yemek adları geçmiştir. Ermeni soyadlarında da Türkçenin etkisini görüyoruz. Mesela Ermeni Dışişleri Bakanının soyadı Nalbantyan’dır. Gürcistan’daki yer adlarının bir kısmı da Türkçedir. Örnekleri çoğaltabiliriz.
TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın’ın ardından söz alan Uşak Fen- Edebiyat Fakültesi kurucu dekanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, dili bir ırmağa benzeterek dillerin ve milliyetlerin yayılma sürecinden bahsetti; millet kavramı üzerinde yoğunlaştı. Doğu Karadeniz’deki ağızların karakteristik özelliklerine, sondaki açık hecedeki ‘-i’ meselesine, özellikle ‘-miş’ ekinin tek şekilli kullanımına değindi. Türkçenin dünya dilleri arasında en çok farklı dilden kelime alan ve en çok farklı dile kelime veren bir dil olduğunu hatırlattı.
Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Öner ise daha çok, Karadeniz çevresi Türk dili ve lehçeleri hakkında bilgi verdi. Dillerin tarihî kökenine indi.
Neticede çok faydalı bir panel oldu. Valimiz Sayın Nuri Okutan, panelin kapanış konuşmasını yaparak bu üç kıymetli bilim adamına günün anısına birer plaket takdim etti.
Geçenlerde(08 Nisan 2009 Çarşamba) Trabzon Lisesi Mehmet Ali Yılmaz Konferans Salonu’nda güzel bir panel yapıldı.“Doğu Karadeniz ve Kafkaslarda Türk Dili ve Kültürünün Etkileri” adlı panele kıymetli üç bilim adamı katıldı. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, Uşak Fen- Edebiyat Fakültesi kurucu dekanı Gürer Gülsevin ve Türkolog Mustafa Öner adlı bu üç değerli Türkçe sevdalısı haziruna kıymetli bilgiler verdiler.
Trabzon Valiliği’nin katkılarıyla düzenlenen panele ilgi bir hayli büyüktü. Söz konusu panele Trabzon Valisi Nuri Okutan, Trabzon Milli Eğitim Müdürü Selim Yavuz Sandıkçı, Cumhuriyet Başsavcısı Rıza Can, vali yardımcıları, Trabzon Lisesi Müdürü Ömer Eyüboğlu, Trabzon’daki okulların ilgili öğretmenleri ve öğrencilerinin yanı sıra birçok davetli de katıldı.
“Doğu Karadeniz ve Kafkaslarda Türk Dili ve Kültürünün Etkileri” adlı panelin yöneticisi de olan Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın panelde ilk konuşan kişi oldu. Daha doğrusu sunu üzerinden giderek ilgili konuda açıklamalar yaptı. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın konuyla ilgili özetle şunları söyledi:
“Ülke olarak okuryazar oranımız yükseldi ama ne yazık ki kitap okuma oranımız giderek daha da azaldı. Bu çerçevede Sayın Valimiz Nuri Okutan’ın Trabzon’da başlattığı ve başarıyla devam ettirdiği “Trabzon Okuyor” kampanyasını çok anlamlı ve yerinde bir hareket olarak görüyorum. Okumak bir ihtiyaç olarak görüldüğünde mevcut meselelerin çoğu kendiliğinden çözülecektir. Bunun yanında bir başka sorun daha var ülkemizde; o da yabancı dille eğitim anlayışıdır. Yabancı dille eğitim Türkçeye çok zarar veriyor. Öte yandan işyeri adlarının yabancı kelimelerden seçilmesi ayrı bir sıkıntı olarak karşımıza çıkıyor.
Buradan asıl konumuza geçersek öncelikle şunu söyleyebiliriz. Kafkasya’nın Batıya açılan kapısı Anadolu’dur. Birbirine çok yakın bu coğrafyaların kültürleri ve dilleri birbirlerini etkilemişlerdir. Mesela Türkçe olan ‘yoğurt ‘ kelimesi dünyanın pek çok diline geçmiştir. Türk dili ve kültürü Kafkas halklarının dillerini ve kültürlerini ciddi olarak etkilemiştir. Bir sözcük bir dile girerse o sözcük o dilden kolay çıkarılamaz. Mesela bugün Ermenicede pek çok Türkçe kelime gibi ‘düdük’ sözcüğü de yaygın olarak yaşamaktadır.
Bugüne kadar Türkçenin başka dillerden aldığı kelimelere değindik hep.... Türkçenin başka dilleri ve kültürleri etkileme gücünden söz etmedik. Sırpçada yedi binden fazla Türkçe kelime var bugün… ‘yatak’, ‘yorgan’ Sırpçada hâlâ kullanılan Türkçe kelimelerdir. Sırplar bunları dillerinden attıklarında yataksız ve yorgansız kalırlar. Öte yandan Türkiye’deki âşıklık geleneği Ermeni ve Gürcü kültürlerini de etkilemiştir. Keza ‘âşık’ kelimesi Ermenicede biraz değiştirilerek ‘asug’ olarak kullanılmaktadır. Türkçeden dünya dillerine 11 bini aşkın kelime geçmiştir. Türkçede 27 Ermenice sözcük olmasına karşılık Ermenicede üç binin üzerinde Türkçe kelime vardır. Hep Farsçadan Türkçeye giren kelimelerden yakınırız; fakat Farsçadan Türkçeye 1500 kelime geçtiği halde Türkçeden Farsçaya 2500 kelime geçtiğini bilmeyiz. Türkçeden Gürcüceye ‘tolma, kaurma, haşlama, açma’ gibi yemek adları geçmiştir. Ermeni soyadlarında da Türkçenin etkisini görüyoruz. Mesela Ermeni Dışişleri Bakanının soyadı Nalbantyan’dır. Gürcistan’daki yer adlarının bir kısmı da Türkçedir. Örnekleri çoğaltabiliriz.
TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın’ın ardından söz alan Uşak Fen- Edebiyat Fakültesi kurucu dekanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, dili bir ırmağa benzeterek dillerin ve milliyetlerin yayılma sürecinden bahsetti; millet kavramı üzerinde yoğunlaştı. Doğu Karadeniz’deki ağızların karakteristik özelliklerine, sondaki açık hecedeki ‘-i’ meselesine, özellikle ‘-miş’ ekinin tek şekilli kullanımına değindi. Türkçenin dünya dilleri arasında en çok farklı dilden kelime alan ve en çok farklı dile kelime veren bir dil olduğunu hatırlattı.
Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Öner ise daha çok, Karadeniz çevresi Türk dili ve lehçeleri hakkında bilgi verdi. Dillerin tarihî kökenine indi.
Neticede çok faydalı bir panel oldu. Valimiz Sayın Nuri Okutan, panelin kapanış konuşmasını yaparak bu üç kıymetli bilim adamına günün anısına birer plaket takdim etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder