M.NİHAT MALKOÇ
Trabzon Valiliği’nin himayelerinde gerçekleştirilen Kitaplı Hayaller Vadisi-Trabzon 1. Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Kültür Sanat Şenliği’nin onur konuğuydu yaşayan son büyük şairlerimizden Hilmi Yavuz… İki günden beri Hilmi Yavuz’la beraberiz. Bir zamanlar gecekondu bölgesi olan Zağnos Vadisi’nde şimdi güller açıyor. Zira burası artık kentsel dönüşümle bambaşka bir görünüm kazandı. Sayın Valimiz Nuri Okutan burayı daha da güzelleştirmek ve anlamlı kılmak için bu yıl ilki gerçekleştirilen Kitaplı Hayaller Vadisi- Trabzon 1. Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Kültür Sanat Şenliği’ni burada yapmayı uygun gördü.
1. Kitap Şenliği’nin ilk gününde şair olarak önce Hilmi Yavuz’la karşılaştım. Büyük bir sorumlulukla herkesten evvel gelmişti şenlik alanına. Bir ev sahibi olarak şehrimize teşriflerinden dolayı duyduğum memnuniyeti ifade ettim kendisine. Hatıra fotoğrafı çektirdik. Gün boyunca hep aynı mekânları paylaştık kendisiyle. Hilmi Yavuz açılışta güzel bir selamlama konuşması yaptı. Anlamlı konuşmasıyla ve kente yakınlığıyla Trabzonluların sevgisini kazandı. Can kulağıyla dinlediğim konuşmasında şu duygu ve düşüncelere yer verdi:
“Bu kente İstanbul ve Ankara’dan sonra en çok gelenlerden biriyim. Trabzon insanının ve doğasının bir sonucudur bu. Trabzon insanının son derece aydın ve cana yakın oluşu, doğası… Günün birinde emekli olursam Trabzon’da bir ev tutup yaşamayı düşündüğümü de dostlarıma sık sık söylemişimdir. Trabzonlu şairleri biliyorum. Şiire değer ve önem veren insanları biliyorum. Trabzon’u hakikaten çok seviyorum. Peygamber Efendimizin bir mübarek Hadis-i Şerifi vardır: ‘Davete icabet gerekir’ diyor. Davete icabetin sünnet olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla beni Trabzon insanı ve Trabzon doğası ne zaman çağırırsa, bu davete icabet etmeyi de emir biliyorum. Trabzon benim için ayrı bir anlam taşıyor.”
Kitap şenliğinin ikinci gününde Hilmi Yavuz’un imza günü olacağı söyleniyordu. Ayrıca Hilmi Yavuz’la okuyucuları arasında bir de söyleşi imkânı olacaktı. Bu düşüncelerle gittik Zağnos Vadisi’ne… Pazar günü olmasına rağmen kalabalık yoktu Kitaplı Hayaller Vadisi’nde. Şair ve yazar Hilmi Yavuz, Vali Nuri Okutan’la birlikte kitap şenliğinin yapıldığı alana teşrif etti. Öncelikle Hilmi Yavuz’un değişik fotoğrafçılar tarafından çekilmiş fotoğraflarının yer aldığı mini bir sergi açıldı. Bu sergiyi gezdikten sonra Hilmi Yavuz son kitabı olan “İslam’ın Zihin Tarihi(Bir Müslüman Aydının İslam Üzerine Düşünceleri)” ni okurları için imzaladı. İmza programı bir hayli uzun sürdü. Fakat beklediğimiz söyleşi bir türlü başlamadı. Şair-yazar Hilmi Yavuz’un yanı tenhalaşınca fırsattan yararlanarak kendisiyle söyleşiyi başlattım. Söz sözü açtıkça etrafımızdaki kişilerin sayısı da gittikçe arttı. Söze dâhil olanlar oldu. Böyle bir manevra yapmasaydım Hilmi Yavuz söyleşisi olmayacaktı. Bir saatin üzerinde bir zaman kendisiyle her konuda konuşma imkânı buldum; söyleştik işte.
Türk şiirinin son dönemdeki köklü çınarlarından biri olan Hilmi Yavuz, sözünü sakınmayan bir insan… İçinde ne varsa onu dışarıya yansıtıyor. Çok kere lafı gediğine oturtuyor. Düşünceleri derin ve bir o kadar da tutarlı… Nezaketi de hiçbir zaman elden bırakmıyor. ‘Doğrucu Davut’ özelliğini de kimliğinde saklıyor. Her zaman harbice, delikanlıca konuşuyor. Türk şiirini çok iyi biliyor. Şairlerin karakterlerini ustaca tahlil ediyor.
Hilmi Yavuz’la olan sohbetimiz İsmet Özel’le başladı. Bilindiği gibi İsmet Özel bir programda ‘Türk şiiri son dönemlerde çok yazlaştı’ demişti. Bu sözü kabul etmeyen Hilmi Yavuz da ‘Asıl yozlaşan Türk şiiri değil, İsmet Özel’in kendisidir’ demişti. Böylece polemiğin fitili ateşlenmişti. Ok yaydan çıkmıştı. Şair ve yazarlar arasında meşhur olan kalem kavgası zincirine bir halka daha eklenmiş oluyordu. Bunları hatırlattıktan sonra İsmet Özel’in son çıkışı hakkında neler düşündüğünü sordum ona. Keşke sormaz olaydım. Meğer Hilmi Yavuz, İsmet Özel’e ne kadar da içerlemiş. Bir dokundum, bin âh işittim tabir caizse… Yavuz; İsmet Özel’in son yıllarda ne dediğini bilmediğini, bir sözünün öbürünü tutmadığını belirtti. İsmet Özel’in kötü bir şair olduğu kanaatini kendince sebeplerle kanıtlamaya çalıştı.
Hilmi Yavuz ismi hemen herkesin hafızasında bir yönüyle yer tutar… Bazılarına göre, şair, bazılarına göre akademisyen, bazılarına göre edebiyat eleştirmeni, bazılarına göre televizyoncu, bazılarına göre de gazetecidir. Fakat en doğrusu şu ki o, bunların hepsidir.
Son dönem edebiyatımızın yaşayan çınarlarından Hilmi Yavuz, Kitaplı Hayaller Vadisi-Trabzon 1. Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Kültür Sanat Şenliği’nin onur konuğuydu. O, bilmem kaçıncı kez gelmişti Trabzon’a… 70. yaş gününü de Trabzonlu sevenleriyle Trabzon’da kutlamıştı Hilmi Yavuz… Trabzon Belediyesi ile Ada Dergisi tarafından ortaklaşa düzenlenen “70. Doğum Yılında Hilmi Yavuz” adlı bir de sempozyum düzenlenmişti. Birçok kıymetli şair ve yazar; Hilmi Yavuz’un şairliği, yazarlığı ve kültür adamlığı üzerine bildiriler sunmuştu. Hilmi Yavuz enine boyuna tanıtılmıştı bu vesileyle.
Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Kültür Sanat Şenliği’nde en çok ilgiyi Hilmi Yavuz gördü. Hayranları onunla bir kare fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarıştı adeta. Kitap imzalatmak için onun önünde sıra oluşturdu sevenleri. O da büyük bir sabır ve hoşgörüyle okurlarına imzaladı kitaplarını. Hatta birçoğuyla kısa da olsa sohbetler etti. Bu konuda ben şanslıydım. Zira imza programının sonunda Hilmi Yavuz’la bir saatlik bir sohbet etme imkânı buldum. Pek de düzenli ve planlı olmayan dost sohbetiydi bizimkisi. Kamera filan da yoktu sözlerimizi kayda alan. Onun için rahat konuştuk. İsmet Özel’le girdik Orhan Pamuk’la çıktık muhabbet kapısından... Türkiye’de şöhretli bir yazar olan Yavuz, her sorumuza cevap verdi.
Hilmi Yavuz, şiir serüvenini anlattı ana hatlarıyla. Ankara’da Bilkent Üniversitesi’nde, İstanbul’da TOBB Üniversitesi’nde ders verdiğini, bu yüzden de Ankara’yla İstanbul arasında mekik dokuduğunu, fakat işini çok sevdiği için bundan keyif aldığını söyledi bize. Necip Fazıl’la tanışıp tanışmadıklarını sordum. Tanışmadıklarını belirtti. Onun usta şair olduğunu dile getirdi. Sezai Karakoç’a bakış açısını sordum. Sezai Karakoç’un toplumdan kopuk, kendi köşesinde uzlet içerisinde yaşamayı seven usta bir şair olduğunu söyledi Hilmi Yavuz…
Fırsat bulmuşken Hilmi Yavuz’a şiirde ölçü, şekil ve kafiye konusunu sordum. Hece ve aruz ölçüsünün artık misyonunu tamamladığını, kendisinin aruzla yazmayı bildiği halde bu tarz şiirler yazmadığını, şiirlerini ayağı yere basan imgelere dayandırarak serbest tarzda yazdığını dile getirdi. Ben de ona; aslında ölçü konusunda bağnaz olunmaması gerektiğini, bazı şiirlerin aruzla, bazılarının heceyle, bazılarının ise serbest yazılınca güzel olduğunu söyledim. Önemli olanın şekil değil, duygu yoğunluğu ve özü yansıtma olduğunu belirttim.
İsmet Özel, kendisine ‘kötü şair’ diyen Hilmi Yavuz’a vermiş veriştirmişti yakın geçmişte. Hilmi Yavuz için ‘Etnik ve kulübümsü cemaatten kuvvet alıyor.’ demişti Özel… Hilmi Yavuz’un cevabı çok sert olmuştu: ‘Bu sözleri ispatlamalı. Yoksa şerefsizdir.’ demişti. Bu konuya girdiğimizde Hilmi Yavuz’un sesi biraz daha yükseldi. Onun son dönemlerde ne dediğini bilmediğini, unutulmanın sancılarını çektiğini, hatırlanmak ve gündeme gelmek için böyle saldırılarda ve iddialarda bulunduğunu söyledi. ‘İsmet Özel’in ne yapacağı belli olmaz, o belki de geldiği yere de dönebilir’ açıklamalarıyla bu konudaki düşüncelerini paylaştı bizimle. Ortamı daha da germemek için konuyu değiştirdik. Günümüzdeki dergilere bakışını sordum. Şiirlerinin niçin dergilerde yer almadığını merak ettiğimi söyledim ona. Edebiyat alanında ciddi dergilerin olmadığını, onun için de şiirlerinin dergilerde yayınlanmasına izin vermediğini söyledi. Şiirlerini kitap boyutuna gelince okuyucularıyla paylaştığını belirtti.
Konu geldi Nobel Ödüllü Türk Yazar Orhan Pamuk’a dayandı. İtiraf edeyim ki aslında sözü o noktaya ben getirdim. Hilmi Yavuz, Orhan Pamuk’tan da hiç haz almıyor. Pamuk’un Nobel alacak düzeyde Türkçeye vakıf bir insan olmadığını, Nobel Ödülünü kıymetsizleştirdiğini ifade ediyor. O, Pamuk’un romanlarını okuyanların yarıda bıraktığını söylüyor. Hilmi Yavuz, Trabzon’a ve bu kentin kalem erbaplarından Nazan Bekiroğlu’ya, Kenan Sarıalioğlu’ya, Yaşar Bedri’ye ayrı bir kıymet veriyor. O, Trabzon’u çok seviyor. Türk şiirinin dev şairlerinden biri olan Hilmi Yavuz’u da Trabzonlular çok seviyor. Bu gönül köprüsünün her geçen gün daha da sağlamlaştığını sevinerek söyleyebiliriz. Trabzon’un fahri hemşehrisi olan şair Hilmi Yavuz’un uzun ve bereketli bir ömür sürmesini diliyoruz.
Trabzon Valiliği’nin himayelerinde gerçekleştirilen Kitaplı Hayaller Vadisi-Trabzon 1. Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Kültür Sanat Şenliği’nin onur konuğuydu yaşayan son büyük şairlerimizden Hilmi Yavuz… İki günden beri Hilmi Yavuz’la beraberiz. Bir zamanlar gecekondu bölgesi olan Zağnos Vadisi’nde şimdi güller açıyor. Zira burası artık kentsel dönüşümle bambaşka bir görünüm kazandı. Sayın Valimiz Nuri Okutan burayı daha da güzelleştirmek ve anlamlı kılmak için bu yıl ilki gerçekleştirilen Kitaplı Hayaller Vadisi- Trabzon 1. Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Kültür Sanat Şenliği’ni burada yapmayı uygun gördü.
1. Kitap Şenliği’nin ilk gününde şair olarak önce Hilmi Yavuz’la karşılaştım. Büyük bir sorumlulukla herkesten evvel gelmişti şenlik alanına. Bir ev sahibi olarak şehrimize teşriflerinden dolayı duyduğum memnuniyeti ifade ettim kendisine. Hatıra fotoğrafı çektirdik. Gün boyunca hep aynı mekânları paylaştık kendisiyle. Hilmi Yavuz açılışta güzel bir selamlama konuşması yaptı. Anlamlı konuşmasıyla ve kente yakınlığıyla Trabzonluların sevgisini kazandı. Can kulağıyla dinlediğim konuşmasında şu duygu ve düşüncelere yer verdi:
“Bu kente İstanbul ve Ankara’dan sonra en çok gelenlerden biriyim. Trabzon insanının ve doğasının bir sonucudur bu. Trabzon insanının son derece aydın ve cana yakın oluşu, doğası… Günün birinde emekli olursam Trabzon’da bir ev tutup yaşamayı düşündüğümü de dostlarıma sık sık söylemişimdir. Trabzonlu şairleri biliyorum. Şiire değer ve önem veren insanları biliyorum. Trabzon’u hakikaten çok seviyorum. Peygamber Efendimizin bir mübarek Hadis-i Şerifi vardır: ‘Davete icabet gerekir’ diyor. Davete icabetin sünnet olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla beni Trabzon insanı ve Trabzon doğası ne zaman çağırırsa, bu davete icabet etmeyi de emir biliyorum. Trabzon benim için ayrı bir anlam taşıyor.”
Kitap şenliğinin ikinci gününde Hilmi Yavuz’un imza günü olacağı söyleniyordu. Ayrıca Hilmi Yavuz’la okuyucuları arasında bir de söyleşi imkânı olacaktı. Bu düşüncelerle gittik Zağnos Vadisi’ne… Pazar günü olmasına rağmen kalabalık yoktu Kitaplı Hayaller Vadisi’nde. Şair ve yazar Hilmi Yavuz, Vali Nuri Okutan’la birlikte kitap şenliğinin yapıldığı alana teşrif etti. Öncelikle Hilmi Yavuz’un değişik fotoğrafçılar tarafından çekilmiş fotoğraflarının yer aldığı mini bir sergi açıldı. Bu sergiyi gezdikten sonra Hilmi Yavuz son kitabı olan “İslam’ın Zihin Tarihi(Bir Müslüman Aydının İslam Üzerine Düşünceleri)” ni okurları için imzaladı. İmza programı bir hayli uzun sürdü. Fakat beklediğimiz söyleşi bir türlü başlamadı. Şair-yazar Hilmi Yavuz’un yanı tenhalaşınca fırsattan yararlanarak kendisiyle söyleşiyi başlattım. Söz sözü açtıkça etrafımızdaki kişilerin sayısı da gittikçe arttı. Söze dâhil olanlar oldu. Böyle bir manevra yapmasaydım Hilmi Yavuz söyleşisi olmayacaktı. Bir saatin üzerinde bir zaman kendisiyle her konuda konuşma imkânı buldum; söyleştik işte.
Türk şiirinin son dönemdeki köklü çınarlarından biri olan Hilmi Yavuz, sözünü sakınmayan bir insan… İçinde ne varsa onu dışarıya yansıtıyor. Çok kere lafı gediğine oturtuyor. Düşünceleri derin ve bir o kadar da tutarlı… Nezaketi de hiçbir zaman elden bırakmıyor. ‘Doğrucu Davut’ özelliğini de kimliğinde saklıyor. Her zaman harbice, delikanlıca konuşuyor. Türk şiirini çok iyi biliyor. Şairlerin karakterlerini ustaca tahlil ediyor.
Hilmi Yavuz’la olan sohbetimiz İsmet Özel’le başladı. Bilindiği gibi İsmet Özel bir programda ‘Türk şiiri son dönemlerde çok yazlaştı’ demişti. Bu sözü kabul etmeyen Hilmi Yavuz da ‘Asıl yozlaşan Türk şiiri değil, İsmet Özel’in kendisidir’ demişti. Böylece polemiğin fitili ateşlenmişti. Ok yaydan çıkmıştı. Şair ve yazarlar arasında meşhur olan kalem kavgası zincirine bir halka daha eklenmiş oluyordu. Bunları hatırlattıktan sonra İsmet Özel’in son çıkışı hakkında neler düşündüğünü sordum ona. Keşke sormaz olaydım. Meğer Hilmi Yavuz, İsmet Özel’e ne kadar da içerlemiş. Bir dokundum, bin âh işittim tabir caizse… Yavuz; İsmet Özel’in son yıllarda ne dediğini bilmediğini, bir sözünün öbürünü tutmadığını belirtti. İsmet Özel’in kötü bir şair olduğu kanaatini kendince sebeplerle kanıtlamaya çalıştı.
Hilmi Yavuz ismi hemen herkesin hafızasında bir yönüyle yer tutar… Bazılarına göre, şair, bazılarına göre akademisyen, bazılarına göre edebiyat eleştirmeni, bazılarına göre televizyoncu, bazılarına göre de gazetecidir. Fakat en doğrusu şu ki o, bunların hepsidir.
Son dönem edebiyatımızın yaşayan çınarlarından Hilmi Yavuz, Kitaplı Hayaller Vadisi-Trabzon 1. Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Kültür Sanat Şenliği’nin onur konuğuydu. O, bilmem kaçıncı kez gelmişti Trabzon’a… 70. yaş gününü de Trabzonlu sevenleriyle Trabzon’da kutlamıştı Hilmi Yavuz… Trabzon Belediyesi ile Ada Dergisi tarafından ortaklaşa düzenlenen “70. Doğum Yılında Hilmi Yavuz” adlı bir de sempozyum düzenlenmişti. Birçok kıymetli şair ve yazar; Hilmi Yavuz’un şairliği, yazarlığı ve kültür adamlığı üzerine bildiriler sunmuştu. Hilmi Yavuz enine boyuna tanıtılmıştı bu vesileyle.
Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Kültür Sanat Şenliği’nde en çok ilgiyi Hilmi Yavuz gördü. Hayranları onunla bir kare fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarıştı adeta. Kitap imzalatmak için onun önünde sıra oluşturdu sevenleri. O da büyük bir sabır ve hoşgörüyle okurlarına imzaladı kitaplarını. Hatta birçoğuyla kısa da olsa sohbetler etti. Bu konuda ben şanslıydım. Zira imza programının sonunda Hilmi Yavuz’la bir saatlik bir sohbet etme imkânı buldum. Pek de düzenli ve planlı olmayan dost sohbetiydi bizimkisi. Kamera filan da yoktu sözlerimizi kayda alan. Onun için rahat konuştuk. İsmet Özel’le girdik Orhan Pamuk’la çıktık muhabbet kapısından... Türkiye’de şöhretli bir yazar olan Yavuz, her sorumuza cevap verdi.
Hilmi Yavuz, şiir serüvenini anlattı ana hatlarıyla. Ankara’da Bilkent Üniversitesi’nde, İstanbul’da TOBB Üniversitesi’nde ders verdiğini, bu yüzden de Ankara’yla İstanbul arasında mekik dokuduğunu, fakat işini çok sevdiği için bundan keyif aldığını söyledi bize. Necip Fazıl’la tanışıp tanışmadıklarını sordum. Tanışmadıklarını belirtti. Onun usta şair olduğunu dile getirdi. Sezai Karakoç’a bakış açısını sordum. Sezai Karakoç’un toplumdan kopuk, kendi köşesinde uzlet içerisinde yaşamayı seven usta bir şair olduğunu söyledi Hilmi Yavuz…
Fırsat bulmuşken Hilmi Yavuz’a şiirde ölçü, şekil ve kafiye konusunu sordum. Hece ve aruz ölçüsünün artık misyonunu tamamladığını, kendisinin aruzla yazmayı bildiği halde bu tarz şiirler yazmadığını, şiirlerini ayağı yere basan imgelere dayandırarak serbest tarzda yazdığını dile getirdi. Ben de ona; aslında ölçü konusunda bağnaz olunmaması gerektiğini, bazı şiirlerin aruzla, bazılarının heceyle, bazılarının ise serbest yazılınca güzel olduğunu söyledim. Önemli olanın şekil değil, duygu yoğunluğu ve özü yansıtma olduğunu belirttim.
İsmet Özel, kendisine ‘kötü şair’ diyen Hilmi Yavuz’a vermiş veriştirmişti yakın geçmişte. Hilmi Yavuz için ‘Etnik ve kulübümsü cemaatten kuvvet alıyor.’ demişti Özel… Hilmi Yavuz’un cevabı çok sert olmuştu: ‘Bu sözleri ispatlamalı. Yoksa şerefsizdir.’ demişti. Bu konuya girdiğimizde Hilmi Yavuz’un sesi biraz daha yükseldi. Onun son dönemlerde ne dediğini bilmediğini, unutulmanın sancılarını çektiğini, hatırlanmak ve gündeme gelmek için böyle saldırılarda ve iddialarda bulunduğunu söyledi. ‘İsmet Özel’in ne yapacağı belli olmaz, o belki de geldiği yere de dönebilir’ açıklamalarıyla bu konudaki düşüncelerini paylaştı bizimle. Ortamı daha da germemek için konuyu değiştirdik. Günümüzdeki dergilere bakışını sordum. Şiirlerinin niçin dergilerde yer almadığını merak ettiğimi söyledim ona. Edebiyat alanında ciddi dergilerin olmadığını, onun için de şiirlerinin dergilerde yayınlanmasına izin vermediğini söyledi. Şiirlerini kitap boyutuna gelince okuyucularıyla paylaştığını belirtti.
Konu geldi Nobel Ödüllü Türk Yazar Orhan Pamuk’a dayandı. İtiraf edeyim ki aslında sözü o noktaya ben getirdim. Hilmi Yavuz, Orhan Pamuk’tan da hiç haz almıyor. Pamuk’un Nobel alacak düzeyde Türkçeye vakıf bir insan olmadığını, Nobel Ödülünü kıymetsizleştirdiğini ifade ediyor. O, Pamuk’un romanlarını okuyanların yarıda bıraktığını söylüyor. Hilmi Yavuz, Trabzon’a ve bu kentin kalem erbaplarından Nazan Bekiroğlu’ya, Kenan Sarıalioğlu’ya, Yaşar Bedri’ye ayrı bir kıymet veriyor. O, Trabzon’u çok seviyor. Türk şiirinin dev şairlerinden biri olan Hilmi Yavuz’u da Trabzonlular çok seviyor. Bu gönül köprüsünün her geçen gün daha da sağlamlaştığını sevinerek söyleyebiliriz. Trabzon’un fahri hemşehrisi olan şair Hilmi Yavuz’un uzun ve bereketli bir ömür sürmesini diliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder