17 Nisan 2009 Cuma

TRABZONLU ARAŞTIRMACI-YAZAR MUSTAFA YAZICI İLE RÖPORTAJ

Röportaj: Selda KOTBAŞ

06.02.2009

SELDA KOTBAŞ: Kendinizi tanıtır mısınız?

MUSTAFA YAZICI: Ben Mustafa Yazıcı, nüfusta 12 Mayıs 1949 gerçekte ise 12 Mayıs 1947 ‘de Akçaabat’ta doğdum. Annem Emine Koç, ev hanımı. Babam İmam Muhammet Şefik Yazıcı Hoca Efendi, Ayasofya Camii İmamı idi.

SELDA KOTBAŞ: Öğrenim hayatınızı hangi okullarda tamamladınız?

MUSTAFA YAZICI:1959’da Akyazı İlköğretim Okulu’ndan,1966’da Trabzon İmam Hatip Lisesi’nden,1970’de Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun oldum.

SELDA KOTBAŞ: Şuan nerede oturuyorsunuz?

MUSTAFA YAZICI: Merkez Akyazı Beldesi’nde oturuyorum.

SELDA KOTBAŞ: Medeni halinizi öğrenebilir miyim, evliyseniz kaç çocuk babasısınız?

MUSTAFA YAZICI: Evliyim, dört çocuk babasıyım, üç erkek çocuğum bir de kızım var.

SELDA KOTBAŞ: Hobileriniz ve fobileriniz nelerdir?

MUSTAFA YAZICI: Allah’tan, cehaletten, çok uzun karanlıklardan ve bilmediğim şeylerden korkarım. Kitap okumayı(Başta Kur-an’ı Kerim),yazmayı, araştırma yapmayı, spor yapmayı, denizi, müzik dinlemeyi(Özellikle sözsüz müzik, ud, keman)severim.

SELDA KOTBAŞ: Nerelerde öğretmenlik yaptınız?

MUSTAFA YAZICI: Gerede Lisesi, Gerede İmam Hatip Lisesi, Trabzon Lisesi, Akçaabat Lisesi, Ticaret Meslek Lisesi, Endüstri Meslek Lisesi, Trabzon Sağlık Meslek Lisesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi İlahiyat Meslek Yüksek Okulu gibi okullarda görev yaptım.

SELDA KOTBAŞ: Yurt dışında çalıştınız mı?

MUSTAFA YAZICI: Libya’da bir buçuk yıl tercümanlık yaptım.

SELDA KOTBAŞ: Neden öğretmenlik mesleğini seçtiniz?

MUSTAFA YAZICI: Cehaletten nefret ediyorum. Küçük yaşlardan beri okumuş, kültürlü bir insan yani adam olmaktı tek isteğim. Çünkü okumayan daha doğrusu okuyamayan insanın yaşaması zordur. Yük altında ezilen kadınlarımızı özellikle de annemi gördükçe kendimi ilme verdim. Kaba kuvvet, cahillik çok kötü şeyler, bunlardan kurtulmak, çocukları cehaletten kurtarmak için öğretmen oldum.

SELDA KOTBAŞ:”Eskiden okumak kolaydı.” Diyenlere katılıyor musunuz, sizin zamanınızda koşullar nasıldı?

MUSTAFA YAZICI: Dünyanın en zor işi öğrenciliktir. Herkes televizyon izler, uyur, gezer ama öğrenci ders çalışır. Eskiden öğrencilik kolay değildi; aksine çok zordu. Günde beş imtihan olurduk. Zamanın hep ders çalışmakla geçiyordu. Şimdiki gibi sınav tarihleri de önceden açıklanmıyordu.

SELDA KOTBAŞ: Öğrencilere tavsiyeleriniz neler?

MUSTAFA YAZICI:”Mide boşalınca gıda, kafa boşalınca ilim koyacaksın.”Öğrenci olmak; katlanmak, çalışmak, azimli olmak demektir.”Ağaç zamanında dikilir, ama kaya değil toprağa dikilir, her toprağa her ağaç dikilmez, her mevsimde de ağaç dikilmez.”Bu söz öğrenci olmanın önemini, gereğini, yapılması gerekenleri açıkça ortaya okuyor. Genç her şeyi başarır. Öğrenci için en kötü üç şey: Zamanı boşa harcamak, kötü arkadaş sahibi olmak ve zararlı alışkanlıkların pençesine düşmektir. Öğrenci unutmamalıdır: gelişmiş ülkelerden tek farkımız;az okumamız,öğrenci bol kitap okumalıdır.

SELDA KOTBAŞ: Hangi gazete ve dergilere yazdınız?

MUSTAFA YAZICI: Bugün, Zaman, Ortadoğu, Posta, Milli Gazete, Türkiye… gibi gazeteler ve Türkiye, Kemençe, Birlik, Sebil… gibi dergilere yazdım.

SELDA KOTBAŞ: İmam Hatip Lisesi’ne kendi isteğinizle mi gittiniz?

MUSTAFA YAZICI: Babamın isteği idi İmam Hatip Lisesi’ne gitmem. İlkin ben istememiştim ama lise son sınıfa geldiğimde babama hak verdim. Çünkü İmam Hatip Lisesi’ne gitmek bana çok şey kazandırdı. Örneğin; Osmanlıca, Farsça, Arapça, Fransızca öğrendim.

SELDA KOTBAŞ: Öğretmen olduğunuz halde yazarlık neden?

MUSTAFA YAZICI: Yazarlık öğretmenlikten daha geçerli bir meslek. Öğretmen toplumla ilgili bir sorunu çok zor çözüyor ama yazar bu sorunu her yerde dile getirip çok daha kolay çözebiliyor. Ayrıca ben yazmayı çok seviyorum, yatağa uzandığımda beynimde mısralar beliriyor, onları yazmadan yapamıyorum.

SELDA KOTBAŞ: Yazarlığa ne zaman başladınız?

MUSTAFA YAZICI: Karadeniz Teknik Üniversitesi İlahiyat Yüksek Okulu’ndan emekli olduktan sonra İstanbul’da Bugün Gazetesi’nde yazmaya başladım,yüz civarında gazete ve dergiye yazdım.

SELDA KOTBAŞ: Yayınlanmış kaç kitabınız var?

MUSTAFA YAZICI: Yayınlanmış yetmiş beş kitabım var.

SELDA KOTBAŞ:Sizi yazarlığa iten sebepler nelerdir?”Ben yazar olacağım.”demiş miydiniz küçükken?

MUSTAFA YAZICI: Ben sinemaya gitmeyi çok seviyorum. Öğrencilik yıllarımda bir gün “Bir Delinin Hatıra Defteri” İsminde bir sinema izledim. O sinemadan etkilendim, çıkışta arkadaşlarıma “Ben yazar olacağım.” dedim. Daha 16–17 yaşlarındaydım o zamanlar toplumu ıstırap çekerken gördükçe olanları anlatmak geliyordu içimden. Kur-an’ı Kerim’den de etkilendim ve beynimde beliren mısraları yazmaya başladım.

SELDA KOTBAŞ: Araştırmacı yazarla yazarın farkı ne?

MUSTAFA YAZICI: Yazar kulaktan dolma şeyleri de yazar ama araştırmacı yazar ise her şeyi yerinde görür, araştırır sonra yazar.

SELDA KOTBAŞ: Kitap okuma sevgisini ne zaman nasıl kazandınız?

MUSTAFA YAZICI: Kitap okuma sevgisini üniversitede kazandım. Lisedeki Edebiyat öğretmenim beni kitap okumaktan soğutmuştu. Üniversitede ise yurtta kalıyordum, arkadaşlarım kitap okuyor bense top peşinde koşuyordum. Zamanla ben de arkadaşlarıma özendim kitap okumaya başladım ve kitaplara kapıldım gittim.

SELDA KOTBAŞ: Kitap kelimesi sizin için ne ifade ediyor?

MUSTAFA YAZICI: Kitap diyince adam olmak geliyor aklıma. Kitap okumayan adam değildir bence.

SELDA KOTBAŞ: İlk eserinizin adı ne?

MUSTAFA YAZICI:”İçki Felaketi” adlı eserim 1977’de yayınlandı.

SELDA KOTBAŞ: Okuyucularınızın en çok beğendiği eseriniz hangisi?

MUSTAFA YAZICI:”Balıkların Gözyaşları” adlı eserimi okuyucularım çok beğendi.

SELDA KOTBAŞ: Peki sizin en çok beğendiğiniz eseriniz hangisi? Bu eserinizi biraz anlatır mısınız?

MUSTAFA YAZICI: Balıkların Gözyaşları adlı eserimi beğeniyorum. Balıkların gözyaşları sudan ayırt edilmeyen balıkları, bu balıklar misali insanları anlatıyorum.

SELDA KOTBAŞ: En çok sevdiğiniz yazar ya da yazarlar kimler?

MUSTAFA YAZICI: Necip Fazıl Kısakürek ve Cemal Meriç en çok beğendiğim yazarlardır.

SELDA KOTBAŞ: Ailenizde sizden başka edebiyatla ilgilenen, yazar olan birileri var mı?

MUSTAFA YAZICI: Hayır, maalesef yok.

SELDA KOTBAŞ: Şiir hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim?

MUSTAFA YAZICI: Şiir ruhun ispatıdır; ruhtaki duyguların yankılanmasıdır bence. Ben şiir yazmayı çok seviyorum.

SELDA KOTBAŞ: Kaç tane şiir kitabı yazdınız?

MUSTAFA YAZICI: On tane şiir kitabım var.(Erciyes’ten Haykırışlar serisi)

SELDA KOTBAŞ: Hangi şairleri örnek alıyorsunuz?

MUSTAFA YAZICI: Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek, Arif Nihat Asya örnek aldığım başlıca şairlerdir.

SELDA KOTBAŞ: Takip edebildiğim kadarıyla son zamanlarda şiir yazmıyorsunuz, yoksa şiirden vaz mı geçtiniz?

MUSTAFA YAZICI: Şiirden vazgeçmedim ama şiir yazmaktan daha önemli sorunlarımız var. O sorunlarla uğraşmaktan şiir yazmaya vakit bulamıyorum.

SELDA KOTBAŞ: En çok ne tür konular ilgi alanınıza giriyor? Ne tür konuları araştırıyorsunuz?

MUSTAFA YAZICI: Tarih ve kültür konuları ilgimi çeker.

SELDA KOTBAŞ: Araştırmalarınız sırasında yaşadığınız ilginç bir olay ya da anınız var mı?

MUSTAFA YAZICI: Evet böyle anılarım var. Aslında anı değil ilginç ve güzel şeyler. Mesela İskender Paşa ile ilgili bir kitap yazmıştım, bir kadın beni arayıp “Ben İskender Paşa’nın akrabasıyım, kitabınızı okuyunca bunu öğrendim, teşekkür ederim.”dedi. Ayrıca bir sırrımı vereyim; Trabzon Evliyaları kitabını yazdıktan sonra rızkım açıldı.

SELDA KOTBAŞ: Niçin Trabzon’la ilgili yazıyorsunuz?

MUSTAFA YAZICI: Bana göre Trabzon demek dünya demek. Çünkü milattan önce Anadolu’nun başkenti idi şimdiyse Karadeniz’in başkenti. Trabzon eşsizliği, büyüklüğü, kültürü beni etkiliyor. Trabzon bana fazla geliyor adeta…

SELDA KOTBAŞ: Eserlerinizin ülke genelinde laik olduğu değeri bulduğuna inanıyor musunuz?

MUSTAFA YAZICI: Evet, eserlerim laik olduğu değeri buluyor.

SELDA KOTBAŞ: Eserlerinizde, araştırmalarınızda çok fazla ayrıntıya giriyorsunuz. Bu, kitaplarınızın kalitesini düşürmüyor mu?

MUSTAFA YAZICI: Ben köy çocuğuyum. Birisi bana bir şey anlatırken eksik anlattığında tatmin olmuyordum. Bu nedenle ayrıntılı yazıyorum.

SELDA KOTBAŞ: Sizce bir araştırmacı yazarın sahip olması gereken özellikler nelerdir?

MUSTAFA YAZICI: Bence bir araştırmacı yazar; didaktik yazılar yazmalı, çok yorulmayı göze almalı, dikkatli olmalı, kelimeleri doğru kullanmalıdır.

SELDA KOTBAŞ: Eleştiri almayı nasıl karşılıyorsunuz?

MUSTAFA YAZICI: Eleştirilmek güzel ama eleştiri kötü niyetle yapılmıyorsa.

SELDA KOTBAŞ: Sizce bir araştırmacı yazar olarak eksik yönleriniz var mı?

MUSTAFA YAZICI: Evet, eksik yönlerim var; bilgisayarı kullanmayı tam olarak bilmiyorum, eve sığmıyorum, evde rahat çalışamıyorum daha geniş bir ortama ihtiyacım var. Ayrıca aklım paramdan çok, param aklıma yetmiyor…

SELDA KOTBAŞ: Sizin eser sayısı çokluğundan dolayı ifade konularında titiz olmadığınızı söylüyorlar, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

MUSTAFA YAZICI: Ben param kadar kitap yazıyorum, yani kitaplarımı okuyucuya sunacak yeterli maddi imkânım yok. Çünkü yazdıklarımdan para almıyorum. Ayrıca bilgisayarı tam olarak kullanamıyorum, bunu az önce de belirtmiştim, bu yüzden bazı dizayn hatalarım oluyor.

SELDA KOTBAŞ: Günümüzde araştırmacı yazar olmanın zorlukları neler? Siz ne gibi güçlüklerle karşılaşıyorsunuz?

MUSTAFA YAZICI: Maddi güç gerekiyor. Mücadele ve fedakârlık isteyen bir meslek, sabırlı olmak zorundasınız.

SELDA KOTBAŞ: Örnek aldığınız ya da sizin bu mesleği seçmenizde etkili olan birisi var mı, varsa kim?

MUSTAFA YAZICI: Öyle birisi yok. Beni yazarlığa iten sebepler: Cemiyet dertleri, iç dünyam ve Kur-an’ı Kerim oldu.

SELDA KOTBAŞ: Öğretmenlik, araştırmacı yazarlık dışında başka görevlerde de bulundunuz mu?

MUSTAFA YAZICI: Evet, birçok idarecilik görevinde bulundum:

—Akçaabat Lisesi ve Akçaabat Lisesi Müdür Yardımcılığı

—Trabzon Çamlık Çocuk Yuvası ve Huzur Evi Müdürlüğü

—Karadeniz Yazarlar Birliği Başkanlığı

—Trabzon Belediyesi Kültür Araştırma Kurulu Sekreterliği (16 yıl)

—Akyazı Kalkınma Kooperatifi Müdürlüğü

—Türkiye Yeşilay Cemiyeti Trabzon İl Temsilciliği

—Yunus Dergisi Yazı İşleri Müdürlüğü

—Akyazı Belediyesi Kültür ve Araştırma Müdürlüğü

—Anadolu Basın Birliği Trabzon İli Başkan Yardımcılığı

—Trabzon İmama Hatip Lisesi Mezunları Birliği Başkan Yardımcılığı

SELDA KOTBAŞ: Size göre halk yeterince bilinçli mi kitap okumak konusunda?

MUSTAFA YAZICI: Maalesef halk kitap okumak konusunda yeterince bilinçli değil. Aslında halk okuma-yazmaya meyilli ama bu konuda yeterince eğitilmemiş, aşılanmamış ağaçlar gibi halkımız.

SELDA KOTBAŞ: Devletten yapmasını istediğiniz bir şeyler var mı?

MUSTAFA YAZICI: Evet var; devlet yazarlara kredi vermeli, çünkü yazdığımız kitapları bastırmak için yeterli parayı bulamıyoruz. Öğrencilere, öğretmenlere teşvik çıkarılmalı. Ayrıca zamanımızda düşünür yetiştirmek için fikir adamlığını öğreten, Türkçenin ilmi değerini ortaya koyan Resmi Edebiyat Liseleri kurulmalıdır. Her türlü yozlaşma ve kirlenme bu liselerle temelden önlenmelidir.

SELDA KOTBAŞ: Mustafa Yazıcı bu kadar yazmasına rağmen neden Trabzon’da olsun Türkiye’de olsun tanınmıyor?

MUSTAFA YAZICI: Ben genelde kurumlara kitap yazdığım için tanınmıyorum. Benim için önemli olan tanınmak değil; mesleğimi en iyi şekilde yapabilmek için elimden geleni yapıyorum, bu bana yeter.

SELDA KOTBAŞ: Siz eserlerinizin çok satılmasını mı yoksa çok okunmasını mı istersiniz?

MUSTAFA YAZICI: Benim amacım kitap yazarak para kazanmak değil, eserlerimin çok okunmasını isterim tabi ki

SELDA KOTBAŞ: Bazı kitaplarınız sipariş üzerine yazılmış izlenimi veriyor. Bu kitapları bazı aileler bastırıyor. Akçaabatlı bir tarihi kişiliği kitap haline getirmiştiniz. Bu çeşit kitapların devamı gelecek mi?

MUSTAFA YAZICI: O kişi benim ağabeyim sayılır, ben onu çok seviyorum ve 30 yıl onunla ilgili dosya tutmuştum. Ölümü beni çok etkiledi, onu bir kitap da yaşatayım diye yazdım o eseri. O kitaptan benim hiçbir maddi kazancım olmadı.

SELDA KOTBAŞ: Son kitabınız “Trabzon Bab-ı Ali’si “ismini taşıyor. Bab-ı Ali
İstanbul basını demektir. Bu ismin Trabzon’la ilişkisi var mı? Niçin bu ismi tercih ettiniz?

MUSTAFA YAZICI: Bab; kapı, Ali; yüce demektir. Yani “yüce kapı” Manasına gelen Bab-ı Ali aynı zamanda “basın kapısı” Anlamında da kullanılır. Niye kitabıma bu ismi verdiğime gelince; Türkiye’nin birinci şehri İstanbul, ikinci şehri Trabzon’dur. Yani Türkiye’nin birinci Bab-ı Ali’si İstanbul ise ikinci Bab-ı Ali’si Trabzon’dur. Yavuz burada 23 yıl valilik yaptı, Kanuni ise burada doğdu, burası Bab-ı Ali değil de nedir?

SELDA KOTBAŞ: Yeni yazar kuşağından hangi kalemleri beğeniyorsunuz?

MUSTAFA YAZICI: Yeni yazar kuşağından;

—M. Nihat Malkoç

—Nurcan Ofluoğlu

—Ahmet Musaoğlu

—Nazan Bekiroğlu

gibi kalemleri beğeniyorum.

SELDA KOTBAŞ: Bildiğim kadarıyla Akçaabat’ın Akyazı Belediyesi’nde oturuyorsunuz. Trabzon’dan uzaksınız, bu durum sizin çalışmalarınızı olumsuz yönde etkilemiyor mu? Trabzon Merkez’e taşınmayı düşünmüyor musunuz?

MUSTAFA YAZICI: Akyazı’yı belediye yapmak için çok uğraştım ve başardım. Çünkü Akyazı’yı çok seviyorum. Orada doğdum orada
büyüdüm, tabiatla iç içe bir yaşam sürüyorum orada. Ben 25 yıl yürüdüm Akyazı-Trabzon Merkez arsında, bu saatten sonra güzel beldemden taşınmaya hiç niyetim yok.

SELDA KOTBAŞ: Eminim ki bir araştırmacı yazar olarak katıldığınız yarışmalar ve aldığınız ödüller vardır. Yanılıyor muyum?

MUSTAFA YAZICI: Yanılmıyorsunuz bugüne kadar birçok yarışmaya katıldım ve 30 civarında ödül aldım. Bazı ödüllerim:

—Çevre Bakanlığı Trabzon il Birinciliği Ödülü(para)

—Fıkra dalında Karadeniz Bölgesi Dördüncülüğü Ödülü(plaket)

—Fıkra dalında Bizim Anadolu Gazetesi Türkiye İkinciliği Ödülü(kitap)

—İkinci Körfez Savaşı Eleştirisi Türkiye Dördüncülüğü Ödülü(12 cilt kitap)
—Maaş Terfi Ödülü(bir kademe)

—Türkiye Yeşilay Cemiyeti Türkiye Birinciliği Ödülü(plaket)

—Beşikdüzü Belediyesi Kültür Ödülü(plaket)

—Trabzon Kanuni Vakfı Hizmet Ödülü(plaket)

—Didaktik Şiir Dalında Türkiye Birincilik Ödülü(plaket ve kitap)

—Trabzon Belediyesi 95 Yazar Arasında”2000 yılında Nasıl Bir Trabzon”
Yarışması Kompozisyon Dalında İl Birinciliği Ödülü(para)

SELDA KOTBAŞ: Yazar olmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler?

MUSTAFA YAZICI: Çok okuyup çok yazmalılar, yazdıklarını gazetede yayınlamalılar, yayınlananları toplayıp kitap haline getirmeliler.


SELDA KOTBAŞ: Yaşamayı seviyor musunuz? Size göre “Hayat “Kelimesi neyi ifade ediyor?

MUSTAFA YAZICI: Yaşamayı çok seviyorum, bence hayat demek “dünyaya geliş imtihanını kazanmak” Demek.

SELDA KOTBAŞ: Bana vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

MUSTAFA YAZICI: Ben teşekkür ederim, önemli değil…

2 yorum:

kalem571 dedi ki...

HOCAMA

Yıllardır haber alamadım sizden;
Meraklanasihatlerinizi dinlerken,
"Çocuklar" demiştiniz,"metod bilmek lazım"..
Ancak şimdi,sözünüzü anladım..!

Kafidir,öğrendim dünya işlerini,
Asıl istediğim bu değildi ki;
Bir buldum, bir kaybettim izlerini,
Hala arar dururum, Hak Dostlarını.

Necla Başar Yıldırım

akyazilim dedi ki...

sayın mustafa hocam
ben trabzon akyazıdan baris aydin sizden birsey isteyecem ben askerdeyken 100 civarında siir yazdım onları size okutmak istiyorum ve bunları bir siir kitabında yayinlamak istiyorum cevabinizi bekliyorum simdiden tesekkür ederim